“Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”

 07/10/2022 tarihinde TBMM Başkanlığına “Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ile;

  • Yenilenebilir enerji kaynaklarından en üst düzeyde istifade etme hedefi doğrultusunda elektrik enerjisi üretiminin teşvik edilmesi amacıyla, lisanssız yürütülebilecek faaliyetler kapsamında apartmanların çatı ve cephelerinde kurulan elektrik üretim tesislerine 25 kW’hk sınır dahilinde sağlanmış olan vergi teşvikinin sınırı 50 kW olarak yeniden belirlenmektedir.
  • Çalışanlara yemek bedeli olarak yapılan günlük (2022 yılı için 51 TL’yi) aşmayan ödemeler, kullanım amacına bakılmaksızın doğrudan gelir vergisi istisnası kapsamına alınmaktadır.

Ödemenin bu tutarı aşması halinde aşan kısım ile hizmet erbabına yemek bedeli olarak nakden yapılan ödemeler ve bu amaçla sağlanan menfaatler ücret olarak vergilendirilmektedir.

Yapılan düzenlemeyle, yemek bedelinin çalışanların banka hesabına yatırılması ve çalışanlarca bu tutarların yemek hizmeti veren işletmeler dışında da kullanılması durumunda, anılan istisnadan faydalanılmasına imkân tanınmaktadır.

  • İşverenlerce çalışanların 1.000 Türk Lirasına kadar elektrik, doğalgaz ve ısınma giderlerin ödenmesi amacıyla 2023 yılı Haziran ayı sonuna kadar, mevcut ücretlerine/prime esas kazançlarına ilave olarak yapılan aylık 1.000 TL’yi aşmayan ödemeler gelir vergisinden istisna edilmekte ve bu ödemelerin sigorta prim kesintisine tabi tutulmaması sağlanmaktadır.
  • Yurt dışındaki onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerde çalışan hizmet erbabının ücretleri gelir vergisinden istisna edilmektedir.
  • Gerçek kişilere tanınan ve uygulama süresi 31/12/2022 tarihinde sona erecek olan bireysel katılım yatırımcısı indirimi uygulamasının süresi, 31/12/2027 tarihine kadar uzatılmakta ve ilgili yılda gelir vergisi beyannamesinde indirim konusu yapılabilecek tutar 2.500.000 TL olarak güncellenmektedir.
  • Sermayesi, işletmeden çekilmesi halinde vergilendirilmeyecek olan ayni veya nakdi sermayenin dışında farklı unsurları da barındıran şirketlerin, sermayelerini azaltmaları durumunda, sermayenin hangi unsurunun ne kadar tutarda azalacağı ve azaltıma konu edilen bu unsurlar üzerinden nasıl vergileme yapılacağı hususu netleştirilmektedir.

Önerilen düzenlemeye göre; sermayeye aktarılan çeşitli kaynakları aktarıldığı tarihten itibaren;

Beş yıl boyunca sermaye azaltımı yapmayan kurumlarda, bu sürenin sonunda sermaye azaltılmışsa, işletmeye konulan nakdi veya ayni sermaye ile sermayeye eklenen diğer unsurların toplam sermayeye oranlanması suretiyle azaltma konu edilen tutar içerisindeki sermaye unsurları tespit edilerek vergilendirme yapılacaktır.

Beş yıldan önce sermaye azaltmı yapan kurumlarda ise azaltılan sermayenin öncelikle; Sermayeye ilave dışında başka bir hesaba nakledilmesi, işletmeden çekilmesi veya sermaye hesabından başka hesaplara aktarımı kurumlar vergisine ve kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak hesaplardan,

– Daha sonra sadece kâr dağıtımına bağlı tevkifata tabi hesaplardan, Son olarak ise vergiye tabi olmayan nakdi ve ayni sermayeden, oluştuğu kabul edilerek vergilendirme yapılacaktır.

Yapılan sermaye azaltımında sermayeye eklenen kaynakların bazılarının beş yıllık süreyi aşması bazılarının ise aşmaması durumunda ise söz konusu kaynaklardan öncelikli olarak sermayeye ilave edilme tarihi beş yılı geçmemiş olanların çekildiği kabul edilecektir.

  • Yabancı paralarını ve altın hesabı bakiyelerini Türk lirası mevduat ve katılma hesaplarına dönüştüren mükelleflerin elde etikleri faiz ve kâr payı gibi kazançlarına sağlanan kurumlar vergisi istisnası uygulamasının, 2022 yılı sonunda sona erecek olan uygulama süresi 2023 yılının sonuna uzatılmaktadır.
  • Öğrenim kredisi alan öğrencilerin; borçlarını iki yıl sonra başlamak üzere kredi aldığı kadar sürede, aldıkları miktar tutarında ve aylık dönemler halinde ödemelerine imkân tanınmaktadır.
  • Elektrik, su, doğalgaz, telefon gibi abonelik sözleşmelerinden kaynaklanan küçük tutarlı borçların, icra takiplerinin sonlandırılmasını özendirmek amacıyla bu alacakların “değersiz alacak” kategorisine alınması ve işletme kayıtlarından çıkarılabilmesi sağlanmaktadır.
  • Karşılıksız çıkan çek, protesto edilmiş senet, kredi kartı ve diğer kredi borçlarını zamanında ödeyemedikleri için Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezine bildirilen kişilerin ve kredi müşterilerinin maddede belirtilen yükümlülükleri yerine getirmesi halinde geçmiş ödeme performanslarına ilişkin olumsuz kayıtların dikkate alınmayacağı hususunda düzenleme yapılmaktadır.
  • Küçük tutarlı alacaklarla ilgili yapılan icra takiplerinin sonlandırılması amacıyla yapılan bir diğer düzenleme ile de varlık yönetim şirketlerince takip edilen ve anaparası belli tutarı aşmayan (2.500 Türk lirası ve altında bulunan) alacakların, anaparasının yarısı Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesinden karşılanarak ödenmek suretiyle kalan kısmının, vekâlet ücreti, faiz ve benzeri ek yükümlülüklerin takibinden vazgeçilmesi sağlanmaktadır.
  • Küçük alacak olarak, 15/8/2022 tarihine kadar icra takibi başlatılmış bulunan ve her bir takip dosyası itibarıyla asıl alacak ve ferileri dâhil 2.000 Türk lirası ve altındaki alacaklar dikkate alınmaktadır.

Maddeyle küçük alacak olarak tanımlanan alacaklarından feragat eden mükelleflere bu alacakların Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre değersiz alacak kabul ederek kayıtlarından çıkarma imkânı sağlanmaktadır.

Bu şekilde kayıtlardan çıkarılan alacaklara ilişkin daha önce hesaplanarak beyan edilen katma değer vergisi ve özel iletişim vergisi, Katma Değer Vergisi Kanunu ve Gider Vergileri Kanunu hükümlerine istinaden söz konusu vergilerden indirim konusu yapılabilecektir.

Böylece, alacaklısının gerçek veya tüzel kişi olup olmadığına veya alacakların abonelik sözleşmelerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığına bakılmaksızın icra takibinden feragat edilen alacaklara ilişkin daha önce yerine getirilmiş vergisel yükümlülükler telafi edilmektedir.

Ayrıca, vergi dışındaki Hazine payı, evrensel hizmet katkı payı, telsiz kullanma ücreti gibi kamusal yükümlülükleri bulunan işletmelerin feragat ettikleri alacakları nedeniyle daha önce yerine getirdikleri bu yükümlülüklerin belli bir oranda giderilebilmesi amacıyla düzenleme önerilmektedir.

Bu kapsamda, Telgraf ve Telefon Kanununun ek 37 nci maddesine göre Hazine payı ödemekle yükümlü GSM operatörleri ve yetkilendirilmiş diğer işletmecilerin, madde hükmünden yararlanarak alacaklarının takibinden vazgeçmeleri durumunda, takibinden vazgeçtikleri tutar içinde Hazine payı hesaplanmasını gerektirir alacak bulunması koşuluyla, ilgili icra dosyasındaki takip tutarının yüzde 18’inin ödemeleri gereken Hazine paylarından mahsup edilmek suretiyle iade edilmesi öngörülmektedir.

Benzer şekilde, Elektronik Haberleşme Kanunu çerçevesinde Bilgi Teknolojileri Kurumu tarafından yetkilendirilen ve Evrensel Hizmet Kanunu kapsamında evrensel hizmet katkı payı ödeme yükümlülüğü bulunan işletmecilerin ilgili icra dosyasındaki takip tutarının yüzde 1 ‘i, ödemeleri gereken evrensel hizmet katkı paylarından mahsup edilmek suretiyle iade edilecektir.

  • Bankacılık sektörü ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun denetim ve gözetimine tabi diğer fınansal kuruluşların ihtiyaç duyduğu kanuni düzenlemelerin hayata geçirilmesi ve söz konusu kuruluşların düzenleme ve denetim çerçevesinin daha etkin hale getirilmesi hedefi çerçevesinde; Teknolojinin yoğun kullanımıyla değişen ve dönüşen bankacılık sektöründe, yalnızca dijital ortamda hizmet veren yeni nesil şubesiz bankalara verilen sınırlı faaliyet izinlerine ilişkin düzenleme çerçevesinin netleştirilmesi; Bankaların müşterilerine sundukları hizmetlerin güvenli ve kesintisiz bir şekilde sürdürülmesinde önemli yeri bulunan destek hizmeti kuruluşları ile diğer hizmet sağlayıcılardan alınacak hizmetler için uyulması gereken usul ve esasların belirlenmesi yetkisinin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluna verilmesi; gelişen teknoloji karşısında finansman şirketlerinin iş yapış şekillerinin teknolojiye uyum sağlaması ve bu şirketlerin rekabet gücünün artırılması bakımından, finansman şirketlerinin kullandırdıkları kredi tutarlarını doğrudan aktarmak mecburiyetinde olduğu satıcılar ile önceden yapmaları gereken “genel sözleşmelerin” yazılı şeklin yanında elektronik ortamda da kurulabilmesine imkân sağlanması; 6361 sayılı Kanuna tabi şirketlerin kuruluş izninde aranan şartların ya da bu şirketlerin ortaklarınca kurucularda aranan şartların kaybedilmesi halinde, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluna bu durumdaki şirketlerin faaliyet iznini iptal edebilme yetkisinin verilmesi,
  • Kaçak akaryakıtın il özel idaresi bulunmayan yerlerde defterdarlık yerine yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığına teslimi ve kaçak akaryakıtın tasfiyesine ilişkin düzenleme yapılması, söz konusu akaryakıtın satışı halinde satış bedellerinin genel bütçeye gelir kaydedilmek yerine ilgili il özel idaresinin veya yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığının bütçesine gelir kaydedilmesi,
  • Finansal tabloların güvenilirliğinin, işletmelerin faaliyetleri ile ilgilenen kişi ve kuruluşların işletmeler hakkında doğru bilgi edinmelerinin sağlanması açısından önemi dikkate alındığında, işletmelerin kamuya açıkladıkları finansal tablolardaki bilgilerin doğruluğunun ve yasal düzenlemelere uygunluğunun düzenli olarak denetlenmesi, denetim standartlarının tek elden belirlenmesi ve Türkiye’deki bağımsız denetim alanındaki dağınık yapının ortadan kaldırması amacıyla kurulmuş olan Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu Kanununda değişiklikler öngörülerek bu kapsamda, ulusal ve uluslararası güncel düzenlemelere uyum sağlanması amacıyla yeni hükümler ihdas edilmekte, Kurul’un görev ve yetkilerinde değişikliğe gidilmekte, Kurum nezdinde eğitim vb faaliyetleri yürütmek üzere Merkez kurulmakta, bağımsız denetim kuruluşları ve bağımsız denetçiler nezdinde Kurum tarafından gerçekleştirilen inceleme sürecine ve idari yaptırımlara ilişkin uygulamada karşılaşılan ihtiyaçlara yönelik değişiklikler yapılması,
  • COVID-19 salgın hastalığının ülkemizde yayılmasını önlemek amacıyla 11/3/2020 tarihinden itibaren alman tedbirlerin ihlal edilmesi sebebiyle verilen idari para cezalarının tahsilinden vazgeçilmesi yine salgın sebebiyle ödenen kısa çalışma ödeneği ile nakdi ücret desteği ödemelerinde hatalı işlemlerden kaynaklanan tüm fazla ödemelerin terkin kapsamına alınması,