Limited şirketlerde ortağın sorumluluğu, doğrudan şirkette hisse sahibi olmaya bağlı bir sorumluluk olup; herhangi bir vergilendirme ödevinin yerine getirilip getirilmemesi ile ilişkilendirilebilecek bir yönü bulunmamaktadır. Ayrıca ortak olunan vergilendirme dönemlerine ilişkin bu sorumluluğun, özel mukavelelerle devredilmesi mümkün değildir.
DANIŞTAY VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU, E, 2018/102- K, 2019/638 ve 18.09.2019 Tarihli Kararı ile;
Davacının ortağı olduğu, asıl borçlu şirketin, hesap ve işlemlerinin incelenmesi sonucunda şirketin ihtilaflı dönem yasal defter ve belgelerinin yandığı gerekçesiyle incelemeye ibraz edilmemesi nedeniyle, katma değer vergisi indirimlerinin reddi ile beyanları yeniden düzenlenerek, tüm dönemleri için salınan vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin şirkete tebliği üzerine anılan vergi ve cezalar dava konusu edilmiştir.
Davacı tarafından, defter ve belgenin ibraz edilmemesinin kendisi dışındaki sebeplerden kaynaklandığı, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde 30/04/2010 tarihinde ilan edilen kararla şirketteki hisselerini 22/04/2010 tarihinde devrettiği ve 28/04/2010 tarihinde çıkan yangın neticesi defter ve belgelerin yanması nedeniyle kanuni temsilci tarafından defter ve belgelerin ibraz edilmemesinden sorumlu tutulamayacağı ileri sürülmüştür. Ancak limited şirketlerde ortağın sorumluluğu doğrudan şirkette hisse sahibi olmaya bağlı bir sorumluluk olup; herhangi bir vergilendirme ödevinin yerine getirilip getirilmemesi ile ilişkilendirilebilecek bir yönü bulunmadığından, söz konusu iddia yerinde görülmemiştir.
Yine davacı tarafından hisse devri nedeniyle sorumlu tutulamayacakları öne sürülmüşse de limited şirket ortağının, ortaklık ilişkisinin devam ettiği vergilendirme dönemlerine ait olan ve şirketten tahsil imkânı bulunmayan vergi borcundan davacının sermaye hissesi oranında doğrudan doğruya sorumlu olacağı ve ortak olunan vergilendirme dönemlerine ilişkin bu sorumluluğun özel mukavelelerle devredilemeyeceği açık bulunduğundan bahse konu iddiaya da itibar edilmemiştir.
Şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırması sonucunda tespit edilen üç adet taşınmaz ve sekiz adet araç üzerinde daha önceden başka borçlar nedeniyle taşınmaz ve araç değerlerini aşan tutarlarda konulmuş pek çok haciz bulunduğundan ve kıymetleri dava konusu tutarlar karşısında cüzi kaldığından, davacının şirketin malvarlığına başvurulmadığı yönündeki iddiası da yersiz görülmüştür.
Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesinin, 12/04/2016 tarih ve E:2016/2581, K:2016/2581 sayılı kararı:
Anıan tarihte şirketle ilgisi bulunmayan ve kanuni temsilcilik sıfatı sona ermiş olan davacının, bu aşamada defter ve belgeleri ibraz yetkisi bulunmadığından, bu tarihteki kanuni temsilcinin yerine getirmediği görevlerden sorumlu tutulması mümkün değildir.
Bu itibarla defter ve belgeleri incelemeye ibraz etmeyen kanuni temsilci yerine, ilgili döneme ait ödenmeyen şirket borcu nedeniyle, davacının sorumlu tutulması suretiyle adına düzenlenen …… tarih ve 1 sayılı ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.